Yuşa Tepesi
Fırtınalar kopuyor
Hazreti Yuşa tepesinden
Akşam güneş batarken baktım
(Yelkovanlar, gün boyları, akrepler, gece yarıları)
17 metre bir peygamber
Bir de yorgun çınarlar, dostum
(13 sene habersiz açan bir çiçek gibi)
(Kadife günehlarla sızan bir gülüş gibi)
Birden sen geldin aklıma
Düşlerimi sattım rüzgara
Ne kalırsa kalsın yarına
Sessizlik yıkıldı üztüme
Ne günümde, ne gecemde
Zehir doldu sancımsın
Yalnızlığımın döngüsünde (yokluğuna yazılmış bu şarkımı duy artık)
Açtım kollarımı, çıplak dedin
Kaçtım yollarından, korkak dedin
Yaktım ah mevsimleri senin için
Derinden mezarımı kazıverdin
Fırtınalar dinmiyor
Hazreti Yuşa tepesinde
Senli benli hayaller kurdum
(Ya gidersen, ya dönmezsen, ya derdimi sana söyleyemezsem)
Aforoz edilmiş bir İstanbul
Bir de nankör martılar dostum
(Bu dost ismine kavrulmuş bir dervişim)
(40 kapıdan 40 taklayla dizlerine düşmüşüm)
Birden sen geldin aklıma
Düşlerimi sattım rüzgara
Ne kalırsa kalsın yarına
Sırtlamışken bedenimi
Bir çingene altın dişli
Boşver dedi hayalleri
Kim kaldı ki benden beri? (Yokluğuna yazılmış bu şarkımı duy artık)
Açtım kollarımı, çıplak dedin
Kaçtım yollarından, korkak dedin
Yaktım ah mevsimleri senin için
Derinden mezarımı kazıverdin
(Aşka maruz kalmış benliğimi gör artık)
(Yokluğuna yazılmış bu şarkımı duy artık)
Açtım kollarımı, çıplak dedin
Kaçtım yollarından, korkak dedin
Yaktım ah mevsimleri senin için
Derinden mezarımı kazıverdin
Açtım kollarımı, çıplak dedin
Kaçtım yollarından, korkak dedin
Yaktım ah mevsimleri senin için
Derinden mezarımı kazıverdin