Kan Yüzüğü
[Verse 1]
Yaşlı bir adam yaşardı hayatı ürkek
Bir de genç kadın vardı sevdiği adama hayran
Bir şekilde başlamıştı aşkları, sende yanlış bende doğru orası başka tartışılmaz
Yaşlı adamın mesleğiydi simyacıydı
Genç kadın da yeni yetme bir yazardı
Gözlerinde her zaman bir heyecan, hislerinde bir tuhaflık
Çok uzak iki kent iki masal
Senede çok da nadir olsa birleşirdi elleri
Ayrı oldukları zaman genç kadında bir çelişki
Başka bir kadındı sanki başka bir zaman
Başka aşkı vardı sanki başka başka kıvrılan
Neyse arada yollar olsa dahi
Hep yazardı genç kadın ve ihtiyar adam devamlı
Her zaman bir mektup içine tıkalı kaldı
Tellerinde dolmayan gözü yaşlı aşkları
[Verse 2]
Uzun yıllar böyle sürdü gitti hiçbir şey değişmemişti
Kadının azalan mektubundan başka
Yaşlı adama malum oldu sanki karşılıksız
Aşka kurban olmak belki bir tabuttan farksız
Son bir çare belki farklı bir düşünce
Belki son bir armağan belki son bir gayret
Verdi kararı İhtiyar bir çıkar düşündü
Sonra aktı ilk damla kan sonra göz yaşı
[Interlude]
Aldığı karara göre önce kendi kanındaki demiri bir şekilde ayrıştırıp ona bir yüzük yapacaktı
Yapabilirdi, çünkü simyacıydı
İsmini de koydu; Kan Yüzüğü...
[Verse 3]
Kanda damla damla biriken naçizane bir demirdi
Hasret içine aktı simsiyah bir zehirdi
Yıllar oldu, kurudu, bitkin düştü, caymadı
Gözleri de söndü, hiç parıltı kalmadı
Her geçen bir yıl ondan aldı götürdü
Onca yıl sonunda yüzük bitti bir de kendisi
Kanındandı, canındandı ibret olası
Sonra kente gitti kadını bulmak için...
[Çıkış]
Sonra ne mi oldu? Yaşlı adam kadını buldu
Yüzüğü uzattı, kadın şöyle bi baktı küçümserce
Aniden elinin tersiyle reddetti, yüzük yere düştü, adam perişan...
Bitkin olan sanki bedeni değil de yüreğiydi
Bu öyküde böyle bitti
Mekanın cennet olsun Aziz Nesin!
Saian
Opus Magnum Provaları
2006