Neremde Biten Kaygı
Zulüm ilişmesin çatırdayan bölgesinden
Hayalini taklaya getirip gafil avlamasın
Hüzün saçlarını taramasın dik dur
Öyle bir soteye gir sıkıntı seni bulamasın
Arada yutarsın onurunu geveze
Müdahaleler koklamasın köpek gibi bavulunu
Kumandası bozuk kliması
Yani nefesini kimse yönetemez
Hele hele onurunu
Gönlüme sürüver yoğurdunu
Yandı, güneşi taşıdık gölgelere
Hükumetler uğramasın gökyüzüne bak
Yıldızların dilini anlamaya çalış
Yıldız ol kimse seni tutamasın
Bazen usulca pekişir amaçlar
Aykırılığın büyüsüyle kutlu
Muhtelif kabahatlar
Boğazına oturan o çığın heybetiyle
Yankılanır umarsızca beynindeki sanıklar
Yağar konfeti ateşime lapa lapa
O dogmatik hortumunu kimse getirip dayamasın
Gel körükle söndürmek için aptal
Küllerimden doğacağım zaman seni yanıltmasın
Feodal kemerine benden bir karadelik
Sen portakalı soy baş ucun seni ele verik
Sabır dediğin şeyin çatlağı saniyelik
Cinnetimin pamuk ipliğinde gezen teleferik
Suretim şarkılardalar
Dört yan dezenformasyon
Bak aklımda kıpkırmızı cümle var
Beni sicim gibi saçtın
Eşgalime yoz çukuru sen açtın
Sol kaşımı devlet açtı
Artık yok bana halef ya da selef
Varsa yoksa senin esmerliğindeki sebep
Gömeli çok oldu ahşap tanrıları
Geri kalan yalnızca akşam
Üstü sövdüğüm sanrılarım
Farz et toplu ölümler yok çekler
Yalnızca akşam üstü övdüğün çiçekler
Anneler kahır günleri desibel
Ve içinden çıkamadığımız cumartesiler!
El kapatılır yüze ama her kış döner güze
Eylem adımların saygım başka şafaklara saygı
Bacaklarına doğru o yakılmış koku
Ve neremde biten kaygı!