Masal La Fontaine

(Yeah, yeah)

Yaz aşkı gibi deniz kokan bir beatle
Çıktık yola umut yüklü içimde
Senli benli seslerin eşliğinde
Her bir ferdi davet ettim bu ritme

Bilemedim ya da gidemedim yolu
Önümde iki seçenek birisi dolu
Peçeneklerim kalbim Selçuklu
İhanet bitti ve buldum yolu

Sevemedim ve de göremedim önümü
Ne dersin acaba kontenjan mı dolu?
Birden fazlası zarar aga dikkat
Taktik işlemez acıtır hakikat

Tahribat kapanmaz bak belki
Kalk bir bak da görelim sonuç ne ki
Adamına göre muamele bu devirde
Hepinizden daha adamdı Helsinki

Ne hikaye bu ne de Masal La Fontaine sadece gerçekler (gerçekler)
Hep iyiyi düşündük en kötüsü olduk oldu mu gerçekten? (gerçekten)
Virüsü de kaptık hapı yuttuk artık her taraf enfekte (enfekte)
Bulunsun da artık aşk aşısı edileyim enjekte (enjekte)

Bulunur tabi geri kalınır mı hiç?
Enderinden gelen sesler hapis
Enderun mektebine başvuru yaptım
Çoktu kira koşup sarayı kaptım

Mutluluk bir umuttu sonuca giden
Yolları tıkadılar ve kaçtı tren
Yıkamazlar tabuları sonsuza dek
Fatih abi de denedi bak teke tek

Eledim elenmesi gerekenleri (ben)
Hele bir de kaliteli geçinenleri (sen)
Hakkı olmadan seçilenleri (seç)
Teletabi yüzlü Gargamel'leri (hıhı)

Yerin belli değiştirme aslan
Koltuk sevdası ülkeye yaslar
Yaslan arkana ve de izle paslan
Ses çıkarma kardo gider pastan

Ne hikaye bu ne de Masal La Fontaine sadece gerçekler (gerçekler)
Hep iyiyi düşündük en kötüsü olduk oldu mu gerçekten? (gerçekten)
Virüsü de kaptık hapı yuttuk artık her taraf enfekte (enfekte)
Bulunsun da artık aşk aşısı edileyim enjekte (enjekte)

Ne hikaye bu ne de Masal La Fontaine sadece gerçekler (gerçekler)
Hep iyiyi düşündük en kötüsü olduk oldu mu gerçekten? (gerçekten)
Virüsü de kaptık hapı yuttuk artık her taraf enfekte (enfekte)
Bulunsun da artık aşk aşısı edileyim enjekte (enjekte, enjekte, enjekte)

Ne hikaye bu ne de Masal La Fontaine sadece gerçekler (sadece gerçekler, sadece gerçekler)